UYKU BOZUKLUKLARI

UYKU BOZUKLUKLARI

 

Uyku, insan yaşamının 1/3’ ünden fazlasını kapsayan fizyolojik bir gereksinimdir. Uyku bozuklukları, pek çok ruhsal hastalığa eşlik edebildiği gibi, birincil olarak sadece uyku bozukluğu gelişebilir. Ancak uyku sadece zihinsel yaşamın önemli bir parçası değil, aynı zamanda hormonal düzenlemede de önemli rol alan bir süreçtir.

Yeterince uyumamak ve iyi uyuyamamak insanı yormakla birlikte günlük yaşam stresi ya da iş saatlerindeki değişiklik uykusuzluğa ve uyku düzeninin bozulmasına neden olur. Gündüzleri yorgunluk hissi, duygu alanında değişmeler (huzursuzluk, hırçınlık gibi), verimlilikte azalma, hatta düşünsel işlevlerde bozulma tabloya eşlik edebilmektedir.

Son derece yaygın ve insan sağlığını olduğu kadar yaşam kalitesini etkileyen bir durumdur. Gündüz uyuklaması diye adlandırılan diğer bir uyku bozukluğu ise başta uyku apnesi ve narkolepsi olmak üzere çeşitli uyku bozuklukları nedeniyle ortaya çıkan bu tablolar çeşitli hastalıklara yol açabildiği gibi iş yaşamında sorunlara, kazalara neden olabilmektedir. Özellikle trafik kazalarının bir bölümünün bu nedenlerle oluştuğu ortaya konmuştur.

Çoğu kişi uyku bozuklukları sorunu olduğunun farkına varmadan yıllarca uykusuz geceler geçirerek, uyku bozukluğuyla yaşamak zorunda kalabiliyor. İlaç veya psikoterapilerle tekrar eski uyku düzenine kavuşmaksa mümkündür. Sağlıklı bir uyku, sadece süre olarak uzun uyunan uyku değil, uykunun etkin olmasıdır.

Uyku Bozukluklarının  Türleri:
Dissomni
Parasomniler
Tıbbi ve      psikiyatrik  sebepli        uyku bozuklukları
DİSSOMNİA:

İnsomnia/Uykusuzluk

İnsomnia,  yeterli sürede ve dinlendirici uyku uyuyamama hastalığıdır. Hastalığın varlığı süresince uyku saatlerinde düzensizlik, ani gece uyanmaları, uyandıktan sonra tekrar uykuya dalmada güçlük ve sabah çok erken saatlerde uyanma gibi belirtiler gözlemlenir.

 

Akut insomnia:

İnsomnia’nın kısa süreli olarak görülmesi anlamına gelir. Akut insomnia genelde stresli bir günün ardından ya da ruhsal gerilimin yüksek olduğu günlerde kendini gösterir. Vücut saatimiz böylesine zor günlerde dinlenme vaktimizin geldiğini göstermekte zorlanır. Genelde 1 ila 2 gün arası süren bu düzensizlik, kendimizi daha iyi hissettiğimiz ana kadar devam eder.

Kronik insomnia:

1 ay veya daha fazla süren uyku düzensizliği. Yetişkinlerin %10-15;lik gibi büyük bir bölümü kronik insomniadan şikayetçidir. Akut insomniaya nazaran kronik insomnia, doktor yardımı gerektirir. Bu tarz bir rahatsızlığın ana sebebi genellikle büyük çapta bir depresyonun varlığıdır.

 

 

Depresyondaki hastaların yaşadıkları uyku sorunları genellikle çok rahatsız verici bir düzeydedir. Hastaların en büyük ilgi odağını oluşturur. Hastalar, sanki uykuları düzelse duygu durumlarının çevreye olan ilgilerinin iştahlarının düzeleceğini; günlük yaşam etkinliklerinden yeniden zevk alır olacaklarını düşünürler.

 

Depresyonda görülen insomni semptomuna eşlik eden uyku bozukluğu yakınmalarının en sık karşılaşılan dördü.

 

  • Uykuya dalmakta zorluk
  • Uykuyu sürdürmede zorluk(uykunun sık sık bölünüyor olması)
  • Sabah erken uyanma
  • Uyku kalitesinin bozuk olması, yani dinlendirici olmayan bir uykunun uyunmuş olması.

 

 PARASOMNİLER:

         Kabus Bozukluğu :

Hemen her zaman REM uykusu sırasında kabus görülür ve kabuslar iyi anımsanır. Korkuyla uyandırır. Uzun, korkutucu düşlerdir. Gecenin herhangi bir zamanında görülebilir. Bunda uyku terörüne göre bunaltı, hareket, konuşma, terleme,      çarpıntı       daha  az         görülür. Özgül bir tedavisi yoktur, ilaç kullanımı gerekebilir.

 

 

Narkolepsi:

Narkolepsi, nedeni belli olmayan bir         sendromdur. Gündüz aşırı uyku eğilimi nedeniyle günlük yaşamsal aktiviteyi bozar. Gece uyku kalitesi bozulmuş ve REM uykusunda patolojik değişiklikler olmuştur. Diğer sık görülen hastalıklara göre, seyrek ortaya çıkmakla birlikte, yine de sık görülen bir hastalıktır.

Hastalığın oluşumunda genetik geçiş olduğu gösterilmiştir. Hastalık erkeklerde daha fazla görülür. Hastalık çocukluk yaşından başlayarak, 50’li yaşlara kadar ortaya çıkabilir. Narkolepsi yaşam boyu süren bir hastalık olup, devamlı tedavi gerektirir.

         Uyku Terörü (Uykuda Korku Bozukluğu) :

Çocuklarda yaygındır. Yoğun bunaltı eşliğinde ani uyanma görülür, çarpıntı, terleme olabilir. Uyandığında hareketlidir, haykırarak ağlar, uyanınca olayı       anımsamaz. Rüyasız uyku (Non-REM) döneminde görülen bir bozukluktur. Uyuduktan 1-2 saat sonra ortaya çıkar. Tedavi nadiren gerekir. Görülme zamanından önce uyandırmak korkuları uzun süreli kaldırabilir.

         Uyurgezerlik Bozukluğu :

İlgi çekici bir hastalıktır. Çocuklukta yaygın görülür, genellikle yaşla kendiliğinden kaybolur.  Kişi birden yataktan kalkar bazı otomatik hareketleri yapar. Bunlar yürüme, giyinme, tuvalete gitme, araba kullanma gibi hareketler olabilir. Hasta bu dönemi anımsamaz. Derin Non-REM uykusunda ortaya çıkar. Olasılıkla tehlikelidir. İlaçlar tedavide kullanılabilir. Tehlike ve yaralanmaya  karşı önlemler alınmalıdır.

Huzursuz bacak sendromu:

Uykuda Hareket Bozuklukları içinde en sık görüleni Huzursuz Bacaklar sendromudur. Huzursuz Bacaklar Sendromu (HBS) bir uyku ile ilişkili bir hareket bozukluğudur. Hastalar geceleri dayanılmaz şekilde bacaklarını hareket ettirme isteği duyarlar.

Belirtileri hastadan hastaya değişkenlik gösterir. Hastaların çoğu bacaklarındaki rahatsız edici hisleri tarif etmekte güçlük çekerler. Sıklıkla ‘uyuşma’ ya da ‘karıncalanma’ şeklinde tarif edilir. Bu kramptan çok farklı bir histir. Bacaklardaki bu huzursuzluk hissi en sık olarak baldırlardır. Hareketsiz şekilde oturmak ve yatmak bacaklardaki bu hoş olmayan hisleri artırır.

Bacakları hareket ettirmek ve germek ise yakınmaları geçici ve kısa bir süre için azaltır. Bu hastalar sıklıkla araba ya da uçak yolculuklarında çok zorlanabilirler. Benzer şekilde uzun süreli oturmaları gereken sinema, tiyatro ve iş toplantılarında da güçlük çekerler. HBS kalitesiz uykuya neden olması ve uyku bölünmelerine yol açması nedeniyle anksiyete ve depresyona yol açabilir.

Horlama:
Horlama, ağzın buruna açılan hava boşluğunda, her nefes alış verişimiz de gezinen havanın rahat dolaşım sağlayamaması anlamına gelen bir tür hastalıktır. Dilde ve yutağın arka tarafında bulunan kaslar, uyku sırasında hava yolunun açık durmasını sağlarlar. Ancak birbirlerinin bir şekilde bu görevi yerine getirmeyen kaslar hava akımı sırasında titrerler ve horlama meydana gelir.

 

Horlama genelde erkeklerde ve kilolu insanlarda görülür. Yaş ilerledikçe zayıflayan gırtlak kasları da horlama nedenleri arasında sayılabilir. Horlama yüksek boyutlarda ise bu durum bir uyku apnesi belirtisi olabilir ve tedavi        gerektirir.

 

Uyku Apnesi:
Uyku apnesi ciddi bir nefes alma problemidir. En yaygın olarak bilinen apne, solunum yolları veya ağızda havanın bloke olması ile oluşan apnedir. Bu rahatsızlık her saat nefes almanın 20-30 kere engellenmesi ile sonuçlanır.Sonuç olarak hasta düzenli uyuyamaz ve insomnia durumu ile başbaşa kalabilir.Orta yaşı geçmiş erkeklerin %4’ü ve kadınların %2’si uyku apnesi ile karşı karşıyadır.

Bazı durumlarda erken çocuk ölümlerinde sebep apne olarak karşımıza çıkmaktadır. Uyku apnesinin belirtileri horlama ve gündüz uykularıdır. Yüksek sesle horlayan, obezite problemleri olan, yüksek tansiyonu olan ve psikolojik anormalliklere sahip kişilerde uyku apnesine rastlanır. Uyku apnesinin tehlikeli sonuçlarından biri aşırı çarpıntı veya kalp krizidir. Bu durumda yapılması gerek en önemli şey fazla kilolarda kurtulmak ve doktor tedavisidir.

 

Alkol ve ilaçlara   bağlı uyku  bozuklukları:

İlaç ve madde kullanımı her tür uyku bozukluğuna neden olabilir. Günümüzde ilaç, alkol ve diğer madde kullanımlarına bağlı uyku bozuklukları sıklığında artış vardır. Alkol ve ilaç kullanımının oluşturduğu uyku bozuklukları en sık görülen uyku bozukluklarından biridir.

Alkol alan kişiler uzun süre yatakta kalıp uyusalar da uyandıklarında kendilerini kötü, dinlenmemiş ve yeni bir güne hazır hissetmeyeceklerdir. Öte yandan alkol bağımlıları, alkol almadıklarında ya da alkolden kesilme dönemlerinde uykusuzluktan şikayet ederler.

 

Ortalama yaşam süresinin artması, yaşlanmaya bağlı sık hastalık görülmesi, bu hastalıklarda bir çok hekim tarafından farklı birkaç ilacın birlikte uygulanması, ilaç etkileşimleri, hastalık ve ilacın uyku üzerine ortak olumsuz etkileri vardır.

Başka Türlü Adlandırılamayan Parasomnialar :

Uykuda “konuşma,  diş gıcırdatma, kabus, korku, karabasan, altını ıslatma” gibi tabloları içeren uyku bozuklukları (parasomnia’lar) tüm uyku bozukluklarının % 15.’ni oluşturmaktadır. Genellikle çocukluk ve ergenlik dönemde görülmektedir.

Çocuk ve ergenlerin yaklaşık dörtte birinde parasomnia görülmektedir. Bu oran, erişkin dönemde % 1’e düşmektedir. Genellikle uykunun başlangıç dönemindeki Non-REM uykusu sırasında görülmekte olan parasomnia tablolarının genellikle psikolojik nedenlere dayalı olduğu dikkati çekmektedir.
UYKUNUZU DEĞERLENDİRİN

 

Uyku’nun değerlendirilmesinin ilk basamağı, hasta hekim ilişkisinden başlar. Hekimin hastayı ve onun yakınmasını ele alış biçimi önemlidir. Uyku yakınmasını sadece bir semptom olarak ele almak, bir uyku ilacı verilerek tüm sorunların çözüleceğine inanmak doğru değildir.

Çünkü uyku yakınması, çok basit nedenlerden kaynaklanabilen geçici bir durum olabileceği gibi örn (değiştirilen yatak odasının aşırı gürültülü olması v.b) temelde yatan bir başka ciddi hastalığın da (depresyon v.b) belirtisi olabilecektir.

Bu sorulardan 2 ya da daha fazlasına evet cevabı veriyorsanız uykunuzun kalitesi bozuk olabilir.

 

 

1.Sabahları dinlenmiş, uykunuzu almış uyanıyor musunuz?

  1. Geceleri sık sık uyanıyor musunuz? Geceleri terlemeniz var mı?
  2. Geceleri sıklıkla tuvalete kalkma ihtiyacınız oluyor mu?
  3. Horlamanız var mı?
  4. Horlamanız çevrenizdekileri rahatsız  ediyor mu?
  5. Uykuda nefesinizin durduğu söylenir mi?
  6. Geceleri nefes alamayarak uyanıyor musunuz?
  7. Sabah ağız kuruluğunuz oluyor mu?
  8. Uykudan baş ağrısı ile uyanıyor musunuz?
  9. Geceleri yada sabah kalktığınızda tansiyonunuz yükselir mi?
  10. Araba kullanırken uykunuz geliyor mu?
  11. Gazete, kitap okurken uykunuz geliyor mu?
  12. Uykuya dalmakta güçlük çekiyor musunuz?
  13. Yatağa girdiğinizde bacaklarınızı hareket ettirme ihtiyacı yaratan bir huzursuzluk hissi olur mu?
  14. Bacaklarınızda sıçrama hissi ile uykudan uyandığınız oluyor mu?
  15. Kalp ritminizde geceleri düzensizlik olduğunu hissediyor musunuz?
  16. Gecelerle kötü rüyalarla uyandığınız oluyor mu?
  17. Uykunuzda konuşma, diş gıcırdatma, bağırma gibi yakınmalarınız oluyor mu?

 

 

SAĞLIKLI BİR UYKU İÇİN ÖNERİLER.

 

  • Sabah uyanınca yataktan çıkılmalı, uyanık olarak yatakta zaman geçirilmemelidir.
  • Gündüz saatlerinde uyunmamalıdır (özel durumlar dışında).
  • Düzenli egzersiz yapılmalı
  • Yatak odası ses, ışık, ısı yönünden korunmuş olmalıdır.
  • Yatak odası uyku dışında çalışmak için kullanılmamalıdır.
  • Uyku saatine yakın yemek yenmemeli, çok aç olmamalıdır. Her iki durumda da bir tür uyarılma oluşmaktadır.
  • Kafeinli, alkollü, kola gibi içecekler tüketilmemeli
  • Tütün kullanımından kaçınılmalı(hiç olmazsa yatma vaktine yakın).
  • Uyku öncesi sıcak bir duş almak ya da sıcak içecekler içmek uyku öncesi gevşeme sağlayabilir.