KADIN VE ERKEĞİN PSİKOSEKSÜEL FARKLILIKLARI

Kadın ve erkeğin cinselliği algılamada, yaşamada ve dışa vurmada sahip olduğu bazı farklılıklar her iki cins tarafından da pek bilinmez. Bu da şu demektir; Kadınlar erkeklerin psikoseksüel olarak kendileri gibi hissedeceğini düşünür, yani farkında olmadan onun bir kadın gibi davranmasını bekler. Erkekler de aynı şekilde karşısındaki kadının cinsiyetinden kaynaklanan eğilimlerin farkında olmayarak onun psikoseksüel olarak bir erkek gibi davranmasını bekler. Ve elbette bu beklentiler gerçekleşmez; hayal kırıklığı ve stres yaşanır.

Oysa kadın ve erkeğin cinsellik algılamasında bazı temel farklılıklar vardır ve bunları bilmek iki cinsin birbirleriyle çok daha güzel ve uyumlu beraberlikler kurmasını sağlayacaktır.

Erkek kolay uyarılır, Ses, koku, hatırlama (bir anının canlanması) ve özellikle de görsel uyaranlar örneğin; erotik bir figür ya da görüntü erkeğin uyarılmasına neden olabilir.

Oysa kadınlar daha çok dokunsal olarak uyarılır. Daha geç ve güç uyarılır ve uyarılmasında duygusallık ve romantizm önemli unsurlardır. Ama erkekte yalın (buna isterseniz kaba da diyebilirsiniz) cinsellik daha baskındır. Bu durum şöyle bir farklılığa yol açıyor; bir erkek sevmediği ve hatta hoşlanmadığı birine de karşı da cinsel ilgi duyabilir ama kadınlarda bu oldukça nadirdir. Onların önce kalbini fethetmeniz gerekir.

            Şöyle de söyleyebiliriz: erkekler daha çok biyoseksüeldir ama kadınlar daha çok psikoseksüeldir.

Diğer yandan kural olmamakla birlikte kadınlar daha monogam eğilimliyken erkekler daha çok poligam eğilimlidir. Eşini sever, sayar ve değerli bulurken de avami tabirle gözü dışarıda olabilirler. Kadınlar duygusal açıdan doyum sağlayan bir ilişkileri varsa böyle bir ihtiyacı pek hissetmezler.

Ancak modern zamanlarda gittikçe artma gösteren kadın ve erkek arasındaki farkın kapanması ve kadının erkeğe benzemesi eğilimi burada da görülmektedir; kadınlar da daha fazla çokeşliliğe meyletmekte, duygusallık merkezli ilişkilerden tensellik ve cinsellik merkezli ilişkilere doğru kayabilmektedir.

Şimdi burada önemli bir ayrımı yapmamız gerekiyor, o da şu; duygularımızı denetleyemeyiz ama davranışlarımızı denetleyebiliriz ve bundan sorumluyuz. Yani güzel bir kadın gördüğünde bir erkeğin içinde bakma isteği hissetmesi doğaldır ama bu isteğini denetleyip denetlemeyeceği, bunu zarafetle mi kabaca mı yapacağı onun toplumsallaşma düzeyi, özdenetim gücü, görgüsü, içinde yetiştiği kültürü, kişilik yapısı vs gibi birçok etken tarafından belirlenecektir. Burada esas olan, bir yönüyle doğal ve estetik bu duyguyu, gerek karşıdaki gerek yanındaki hanımları rahatsız eder tarzda dışa vurmamasıdır.

Zira tüm bu bahsettiğimiz bilimsel kabullere karşın, insanlar kadın olsun, erkek olsun ilgi duydukları ve beraber oldukları kişinin bir başka hemcinsine ilgi duymasından incinir ve bunu açıkça göstermesinden de rencide olur. Özgüvenleri ve özsaygıları zedelenir, kıskançlık ve öfke duyarlar.

Kadınların sırf fiziksel görünüşü nedeniyle bir erkeğe bariz ilgi ve dikkat göstermeleri seyrektir ama erkekler fiziksel görünüme tabir yerindeyse sazan gibi atlarlar.

Aslında kadınlar da birbirlerine dikkat eder ve ilgi gösterirler ve bu nerdeyse erkeklerinki kadar güçlüdür ama bu ilgi daha çok rekabet duygusundan kaynaklanır. Kendisiyle karşılaştırmayı sever kadın.

 

Psikiyatr Dr. Gıyasettin EKİCİ