DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE

Blog

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

( DEHB)

 

 

                  DEHB NEDİR?

Çocuğun duygusal – davranışsal gelişimi ve akademik başarısını etkileyen önemli bir psikiyatrik bozukluk olmasının yanı sıra aile, okul ve toplum yaşamını ilgilendiren yönleriyle de önemli bir eğitim ve öğretim sorunudur.

Bu bozukluğun tanınması ve yapılacak erken girişimler bu çocukların daha başarılı olmasını sağlayacak, yaşam kalitelerini arttıracaktır.

 

Her hareketli ve her ders sorunu olan çocuk bu bozukluğa dâhil edilemez. Ancak hedefimiz bu bozukluk içinde yer alıp da yaramaz ve tembel olarak kabul edilen çocuklara ulaşılabilmektir.

 

DEHB çocukluk çağının en sık görülen psikiyatrik bozukluklarındandır. İlköğretim çağındaki çocukların % 3-5’ inde görülür. Yani her sınıfta en az 1-2 çocukta bu sorun vardır.

 

Erkeklerde kızlara oranla 3 kat daha yüksek oranda görülmektedir. Belirtilerin 7 yaşından önce başlaması gerekir. Genellikle 4-5 yaşlarında belirtiler belirgin hale gelir.

 

DEHB’ nun temel özelliği, dikkat süresinin kısalığı, engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle ortaya çıkan ataklık ve aşırı hareketliliktir. Bunun sonucu olarak çocukta gelişimsel olarak aşağıdaki 3 temel sorun görülür.

 

  • Dikkat eksikliği
  • Aşırı hareketlilik
  • Dürtüsellik

 

Bu üç boyutta karşımıza sorunlar söyle sıralanabilir.

 

DİKKAT EKSİKLİĞİ

  • Belirli bir işe ya da oyuna dikkat vermekte zorlanma.
  • Dikkatin kolayca dağılması.
  • Dikkatsizlikten kaynaklanan hatalar yapma.
  • Başlanan işin yarım bırakılması.
  • Kendisiyle konuşurken dinlemiyormuş, gibi görünme.
  • Görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorlanma.
  • Ev ödevi, okul etkinlikleri gibi yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınma.
  • Etkinlikler için gereken eşyaları kaybetme.
  • Günlük etkinliklerde unutkanlık.

 

HİPERAKTİVİTE

  • Oturduğu yerde kıpırdanma.
  • Belirli bir süre bir yerde oturamama.
  • Gereksiz yere sağa sola koşturma, eşyalara tırmanma.
  • Sakin bir biçimde oyun oynayamama ya da başka bir işle uğraşamama.
  • Sürekli hareket etme.
  • Çok konuşma.

 

DÜRTÜSELLİK

  • Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verme.
  • Sırasını beklemekte güçlük çekme.
  • Başkalarının sözünü kesme ya da oyunlarında araya girme.

 

Okul öncesi dönemde DEHB:

Okul öncesi yaştaki çocuklar en fark edilen semptomu dikkatsizlikten daha çok aşırı hareketliliktir. Okul öncesi çocuklarda DEHB tanısında kesinlik zordur. Çünkü bu yaş çocukların çoğu hareketlidir ve davranışları değişkenlik gösterir. Bu durumda en önemlisi boylamsal değerlendirme için iyi bir izlemdir.

 

Okul döneminde DEHB:

Okul döneminin en belirgin sorunu ders sorunudur. Okul kurallarına uyma, sınıfta dersi izleme, sırasında oturma, dikkatini derse ya da sınava verme, evde ödev başında oturma konusunda zorlanan bu çocuklarda zihinsel kapasite yeterli bile olsa zaman içinde başarı çizgisinde düşme dikkati çeker.

Çabuk sıkılmaları ve ataklıkları, oyunlarda da sırasını bekleyememe, oyun kurallarına uymamaları gibi nedenlerle arkadaşlarıyla ilişkilerini etkileyebilir.

 

Ergenlikte DEHB:

Ergenlikte birincil olarak dikkatsizlik ön planda olabilir, fiziksel huzursuzluktan çok içsel huzursuzluk hissedilir. Bu ergenlerde olumsuz iletişim artar ve çatışma düzeyi, uyuşmazlık daha sık görülür.

Sınav kaygısı ergenlik döneminde görülen sorunlar içinde önemli bir yer alır ki DEHB olan ergenlerde sınav başarısı olumsuz etkileneceğinden bu alanda rastlanan sorunlar da artacaktır. Bu dönemde depresyon gibi sorunlar sıkça tabloya eşlik edebilir.

DEHB ile birlikte en sık görülen bozukluklardan biri, % 40-60 gibi bir oranla, karşıt olma-karşı gelme bozukluğudur. Karşı gelme bozukluğunda kolayca öfkelenme, erişkinlerle tartışma, erişkinlerin isteklerine ve koyduğu kurallara karşı gelme, hatasını kabul etmeyip başkasını suçlama, kızgınlık ve alınganlık gibi belirtiler gözlenir.

DEHB olan çocukların % 20-45’indeyse davranım bozukluğu belirtileri gözlenir. Bunu % 20-35 ile özel öğrenme güçlüğü, depresyon, anksiyete bozukluğu, tik bozuklukları gibi diğer bozukluklar izler.

 

DEHB’ nun nedenleri:

DEHB biyolojik bir bozukluktur. Bu nedenle neyi yanlış yaptıklarını ve ana- babalıklarını sorgulayan, kendilerini suçlu hisseden ana- babalara bu bozukluğun çevresel etkenlerden değil de biyolojik nedenlerden kaynaklandığını açıklamak önemlidir.

DEHB’ nun nedeni olarak, hem nörolojik, hem de genetik etmenlerin söz konusu olduğuna işaret edilmektedir. Hamilelikte ilaca ya da alkol gibi toksinlere maruz kalma ve anne karnında geçirilen enfeksiyonlar, zor doğum, düşük doğum ağırlığı, merkezi sinir sistemi enfeksiyonları, beyin travması bu çocukların özgeçmişlerinde dikkat çekmiştir.

Psikososyal etkenlerin, bozukluğun gelişimde temel bir etkiden çok hazırlayıcı ve ortaya çıkışını hızlandırıcı etkilerden söz edilebilir.

Zorlayıcı yaşam olayları, aile düzeninde bozulma ve diğer anksiyete yaratan nedenler DEHB’nun ortaya çıkması ya da sürmesinde etkili olur.

 

TEDAVİ:

Tedavini ilk şartı, aile okul ve hekim arasında sıkı bir işbirliği olmasıdır. Bu işbirliği için öncelikle ailenin bozukluk ile ilgili bilgilendirilmesi çok önemlidir. Ailenin çocuğa yönelik tutumları gözden geçirilerek yeniden sağlıklı ilişki kurabilmesi gerekir.

DEHB’nun tedavisinde ilaçlar önemli yer tutar. Ülkemizde psikiyatrik ilaç kullanımı konusundaki yanlış bilgilenmeler DEHB olan çocukların gerektiğinde ilaç kullanmalarını da engellemektedir. Ailenin yan etkilerinden korkarak ilaç tedavisini reddetmesi, tedaviyi geciktirmekte ve daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Tedavi edilmemiş çocuklar genellikle gerçek kapasitelerinin altında bir başarı düzeyinde takılı kalırlar ve tedaviye başlandıktan sonra başarı düzeyleri belirgin şekilde yükselir.

Genel olarak yaşam kalitesinin arttırılması, dikkatsizlikten kaynaklanan kazaların ve yaralanmaların önlenmesi ve okul ders başarısının arttırılması hedeflemelidir. Bunun yanı sıra sınıf içi davranışlar ve arkadaş ilişkileri de önemlidir. Sınıf içi oturma düzeninde de en uygun konum çocuğun ön sıralarda oturtulmasıdır.